
Einstain der ki hayat sadece zihnimizdeki enerjilerden oluşmuştur bu enerjiler ise zamanla düşünceye dönüşür düşünce ise atom altı çekirdeklerini bir araya getirerek hücreleri oluşturur yani bu durumda düşündüklerimizin gerçek olduğunu savunuyor aslında zihnimizde soyut halde duran düşünceler zamanla somutlaşıyor ve düşündüklerimizi yaşıyoruz aslında enerji meselesine katılıyorum düşüncelerimizin enerjisi olduğuna insanlar arasında belli bi enerji olduğuna ve bu enerjinin hayatımızı etkiledğine falan hepsine katılıyorum amenna ama youtubeta kendimi geliştirebilme amaçlı pek çok kişisel gelişim ve çekim yasasıyla ilgili videolar izledim ya ağır bi eleştiri yapıcam belkide bana hiç yakışmicak çünkü ne de olsa 6 7 ay boyunca bende çekim yasasıyla uğraştım başarılı sonuçlar aldığım oldu almadığım oldu zaman zaman benim enerjime göre değişti o ama şimdi şu var bu tür nası diyim niyetlerine ulaşma ritüellerinin çekim yasasını harekete geçirme meditasyonlarının veya ayatımıza pozitif şeyleri çekmeyle ilgili çalışmaların tamamı bizi kişisel olarak etkileyemez çoğu bu konuda okumuş yazmış eli kalem tutan kişi şunu idda ediyor her şey bizim kendi içimizde evet bu doğru her şey bizim kendi içimizde olabilir ama
en basit örneği şöyle vereyim kız veya erkek olsun istediğimiz kızla ya da çocukla sevgili olmak istiyoruz barışmak istiyoruz evet ama bunu sadece biz yapıyoruz ya biz o yapmıyo ki ve meditasyonlarıda sadece biz yapıyoruz toplumun geri kalanı Ayşe Fatma Ali Veli yapmıyo ki biz nasıl pozitivist bi bekleti içine girebiliriz be bunu anlamıyorum toplum olarak herkesin farkındalığı artmadığı sürece herkes meditasyonla ritüelle dalga geçerken biz neyin iç huzunu yakalamaya çalışıyoruz şimdi bunu söyledim diye ben negatif bi insanmı oldum ya da çekim yasasına ters birimiyim evet çekim yasasını kullanalım ama birazda mantığı kullanalım mantığı sükut ettirip çekim yasasına meditasyona her şeyi bağlayıp kalan cahil sofu insanlar her zaman hayatta çekim yasasının sahneye aldığı hacivat ve karagöz kuklası olmaya mahkumdur işte mantığımızı hiç kullanmadan meditasyon yapan %10 uz ülkede ben 6 7 ayda bunu gayet iyi anladım ya şu son bi kaç ayda varya o kadar gerildim ki yaptığım hiç bi meditasyon zaten işe yaramamaya başladı bide üstüne hayatımda olmaması gereken acaip acaip şeyler oldu zaten iyi odaklanıp dikkatlice kendimi vererek editasyon yapamıyorum bide üstüne hiç istemediğim şeyler oluyo sürekli iyice kontrolümü kaybedip kalp kırıyorum ve sonunda da ben üzülüyorum sadece üzülen benmişim gibi hissetmekten de yoruldum....
Size başlıkta da belirttiğim gibi bilinmeyene doğru ilerliyorum ama nasıl bir bilinmeyen bilinmeyeni bilinir kılmak için elimden gelen çabayı her gün ardıma koymayacam tabi ki belkide bu yazıyı yazmayla bile başlıyor olabilirim çaba göstermeye ama gel gelelim bazı yaşadıklarım çabalarımın hep boşa gittiğini gösteriyor çekim yasası ve boş boş ritüeller saçma geliyor artık hepsi mantıkla çelişiyor bi de youtube da son zamanlarda karşıma çıkan şu üçüncü göz meselesi var bu saçmalıkta tam olarak ne oluyor yani üçüncü göz neymiş bu konu hakkında hiç bir somut veri yokken herkesin epifiz bezi diye bir şey uydurup üzerlik tohumundan üretilmiş çayları içerek açmaya çalıştığı üçüncü göz aslında bir delinin kuyuya taş atıp kırk akıllının çıkaramamasında başka hiç bir şey değil bence.
Yani aslında enerji yönetiyo dünyayı insanlar arasında belli enerji alışverişleri var ve sadece insanlar değil bu döngünün temelini enerji oluşturuyor,hayattaki sihirli kelime aslında inanmak ama gel gelelim şu var neye inandığınında bi önemi yok ama bütün mesele şu inandığın telkin ettiğine dönüşür ve telkin ettiğini bilinç altın zaman içerisinde doğru kabul ederek gerçekleşmesi için çalışmaya başlar bu nedenle kafamızda hangi olaya inanarak enerji gönderirsek zihnimizde o büyür inanç kalıpları bile böyledir müslüman biri belkide inandığı için cennete gidecek ama tam tersi ateist biri belkide inanmadığı için ne cennete nede cehenneme gidecek çünkü zihin neyi doğru kabul edip benimserse bu olay zihnin doğru kabul ettiği orantıda atom altı parçacıklarına dönüşerek somut zamanla somut hale gelir ve biz bu doğru kabul ettiklerimizi yaşarız bu yüzden benden size bir tavsiye bol bol hayal kurun ve hayallerinizi yazın kağıtlara daha sonrasında da okuyun zihninize bol bol olumlu yönde pozitif telkinde bulunun haa tabii bir de meditasyon yapmayı ihmanl etmeyin son olarak şunuda unutmayın ki....
HAYAL KURMAYI BİLMEYENİN GERÇEĞİ ASLA OLAMAZ...